| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | cesaretini kaybetmek | lose courage f. | ||
|
We shouldn't lose courage. Cesaretimizi kaybetmemeliyiz. More Sentences |
||||
| Genel | cesaretini kaybetmek | lose heart f. | ||
|
On the other hand, even if the Galicians have made little progress in their cruel work, they do not lose heart. Öte yandan Galiçyalılar acımasız çalışmalarında çok az ilerleme kaydetmiş olsalar da cesaretlerini kaybetmiyorlar. More Sentences |
||||
| Genel | cesaretini kaybetmek | discourage f. | ||
|
Tom thinks Mary is discouraged. Tom, Mary'nin cesaretini kaybettiğini düşünüyor. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | cesaretini kaybetmek | lose heart f. | ||
|
Despite everything that has happened, we have a duty not to lose heart. Yaşanan her şeye rağmen, cesaretimizi kaybetmemek gibi bir görevimiz var. More Sentences |
||||
| Idioms | ||||
| Deyim | cesaretini kaybetmek | lose heart f. | ||
|
Don't lose heart now. Şimdi cesaretini kaybetme. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | cesaretini kaybetmek | quail f. | ||
| Genel | cesaretini kaybetmek | lose one's nerve f. | ||
| Genel | cesaretini kaybetmek | collapse f. | ||
| Genel | cesaretini kaybetmek | wilt f. | ||
| Genel | cesaretini kaybetmek | quayd [obsolete] f. | ||
| Genel | cesaretini kaybetmek | dispond [obsolete] f. | ||
| Genel | cesaretini kaybetmek | droop f. | ||
| Archaic | ||||
| Eski Kullanım | cesaretini kaybetmek | despond f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Idioms | ||
| Deyim | cesaretini/azmini kaybetmek | lose the guts f. |
| Slang | ||
| Argo | cesaretini yitirmek/kaybetmek | flake out f. |
